DOĞAL VE KÜLTÜREL ALANDA UYULMASI GEREKEN KURALLAR:

  • DOĞAL ALANLAR:
  • Çevreyi temiz tutmalıyız, yerlere çöplerimizi atmamalıyız,
  • Ağaç ve bitkilere zarar vermemeliyiz,
  • Hayvanlara ve doğal ortamlara zarar verecek hal ve davranışlardan uzak durmaya özen göstermeliyiz,
  • KÜLTÜREL YERLERDE:
  • Müzelerde ve ören yerlerinde sadece belirlenen yerlerden girilmeli ve geçilmeli; yasak işareti veya yazısı olan yerlere girilmemeli; tarihi objelere dokunulmamalı; film ve fotoğraf çekilmesinin, flaş kullanılmasının yasak olduğu yerlerde bu yasaklara uyulmalıdır.
  • Yüksek sesle ve argo sözlerle konuşmamalıyız,
  • Kültürel alanlardaki arkeolojik ve kültürel eserlere zarar vermemeliyiz,
  • Başkalarını rahatsız edecek hal ve davranışlardan uzak durmalıyız,
  • Tarihi kapalı alanlarda sigara içmemeliyiz,
  • Görevlilerin ve rehberlerin uyarılarına mutlaka uyulmalı; bilgi veren görevliler ve rehberler dikkatle ve sükunetle dinlenmelidir. Bu kurallara uymak tarihsel ve ulusal değerlere saygının bir gereğidir.
  • İBADET YERLERİNDE:
  • Hangi dinden olursa olsun, mabetlere (cami, kilise, havra) uygun, temiz ve kapalı kıyafet ile girmek; mabet içinde vakur ve saygılı olmak Allah’a/Tanrı’ya duyulan saygının gereğidir.
  • İbadet yerleri içinde gürültü yapmak, yüksek sesle konuşmak, gülmek, sigara içmek; ibadet esnasında izinsiz film, fotoğraf çekmek, ayakları uzatıp oturmak ve yatmak saygısızlıktır.
  • İbadet yerlerinde, ibadet edenlere de saygılı olmak gereklidir. Bu yüzden ibadet eden kişinin önünden geçmek rahatsız edicidir.
  • İslam geleneklerine göre camilere şortla, askılı açık kıyafetle ve ayakkabı ile girmek doğru değildir. Görmek ve gezmek için dahi olsa hanımların başlarını örterek camiye girmeleri saygı ve nezaket gereğidir.
  • İbadete katılan kişi dini kurallara uymalı; din adamına ve topluluğa (cemaate) uygun davranmalıdır.

Mersin Tarihi Yerler

Alahan Manastrı

Hıristiyanlığın Kapadokya ve Likonya’da (Konya) yayılması sırasında bu yeni dini kabul edenlerin takibe uğraması ve inanmayanlar tarafından öldürülme korkusu, Hz. İsa’ya inananları dağlık bölgelerdeki mağara kaya oyuklarında ibadete zorlamıştır. St. Paul ve yine Tarsus’ta yaşamış Hıristiyanlık öncülerinden Barnabas ile birlikte Hıristiyanlığı yaymak için Konya-Kapadokya ve Antalya-Antakya’ya kadar maceralı yolculuklar yapmıştır. İşte bu iki Hıristiyan Aziz’in gezileri sırasında konakladıkları
her yerde anılarına mabetler yapılmıştır. Alahan Manastırı da bunlardan biridir.

Bulunduğu Yer: Geçimli Köyü / Mut / MERSİN

Liparis Resort Hotel’den Uzaklığı: 105 km

Kızkalesi

Deniz Kalesi olarak da bilinen Kız Kalesi, adını da verdiği mahalle sahilindeki küçük bir adacığın üzerinde kurulmuştur. Kıyıya uzaklığı yaklaşık 600 metredir. Burada bulunan bir yazıttan 1199 yılında I. Leon tarafından yaptırılmış olduğu öğrenilmiştir. 1361’de Kıbrıs Krallığı tarafından zapt edilmiştir. Strabon, Roma Dönemi’nde korsanların kaleyi barınak olarak kullandıklarından bahsetmektedir. Kale Bizans ve Ermeniler tarafından karadaki kale kadar önemsenmiştir. Kalenin girişi kuzeydedir. zkalesi’nin farklı yerler için de anlatılan bir de efsanesi bulunmaktadır. “Vaktiyle bir kral varmış. Çok sevdiği tek kızının geleceğini öğrenmek için bir falcıya danışmış. Kızının yılan tarafından sokularak öleceğini öğrenince, prenses için bu kaleyi yaptırmış. Böylece onun can güvencesini sağladığını zanneden kral, bir gün kızına bir sepet üzüm göndermiş. Ne var ki sepette gizlenen yılan kızı sokarak öldürmüş.” Benzer bir anlatım İstanbul’daki Kızkulesi için de kullanılmaktadır.

Bulunduğu Yer: Erdemli – Mersin 

Liparis Resort Hotel’den Uzaklığı: 7 km

Cennet Cehennem

Yer altı sularının uzun yıllar boyunca kireç tabakasını eriterek içerisindeki suyun boşalması ile altı oyulan tavan yapısının çökmesiyle meydana gelmiş doğal (obruk) oluşumlardır.
Doğal yollarla oluşmuş iki doğa harikasından biri olan elips şeklindeki cennet obruğun ağız kısmının açıklığı 250 x 110 metredir. Mağaranın giriş kısmında dikdörtgen planlı, blok kesme taşlarla yapılmış küçük bir kilise bulunmaktadır. Kiliseye basamakla ulaşım sağlanmaktadır. Obruğun taban kısmına 450 basamakla ulaşılmaktadır. Yunan Mitolojisine göre Zeus alevler kusan yüz başlı ejderha Typhon’u buradaki bir kavgada yendikten sonra onu Etna Yanardağı’nın altına sonsuza dek kapatmadan önce bir süre Cehennem çukurunda hapseder.
Bulunduğu Yer: Narlıkuyu/ Erdemli/ MERSİN
Liparis Resort Hotel’den Uzaklığı: 12 km

Gilindires

Aynalıgöl Mağarası da denilen Gilindire Mağarası, Aydıncık ilçesinin 7,5 km güneydoğusunda, Sancak Burnu ile Kurtini Deresi arasında yer alıyor. Giriş ağzı denize bakan mağaraya denizden ve karadan ulaşılabiliyor. Toplam 555 metre uzunluğu olan Gilindire Mağarası, yatay olarak gelişmiş bir mağaradır. Akdeniz’in güzel koylarından birinin hemen kenarında bulunan Gilindire Mağarası’nın içi, her türden damlataş oluşumları ile kaplıdır. Dev boyutlara ulaşan ve görünümleri son derece güzel olan bu damlataşlar, ana galeriyi çok sayıda salon ve odaya ayırmışlardır.. Bunun yanında mağaranın sonunda bulunan büyük göl ve bu gölün kenarında yer alan ve adacıklar oluşturan sarkıt, dikit, sütun, duvar, perde damlataşları ve mağara iğneleri mağarayı büyüleyici bir ortama dönüştürmüşlerdir. 

Bulunduğu Yer: Aydıncık / MERSİN. 

Liparis Resort Hotel’den Uzaklığı: 90 km

St. Paul Kuyusu

Eski Tarsus evlerinin yoğun olduğu bölgede St. Paul’un evi olarak kabul edilen yerin avlusunda bulunan kuyu St. Paul Kuyusu olarak bilinir. Evin bahçesinde yakın zamana kadar yapılan kazı çalışmalarında bazı duvarlar ortaya çıkarılmıştır. St. Paulus’un Hıristyanlık için önemine bağlı olarak bu kalıntıların ve kuyunun çok eskiden beri kutsal sayılması, kentte yakın zamana kadar yaşayan Hıristiyan cemaatinin inancının izleri olarak yorumlanmaktadır.

Bulunduğu Yer: Tarsus / MERSİN

Liparis Resort Hotel’den Uzaklığı: 75 km

Adamkayalar

On bir ayrı çerçeve içerisinde yer alan Adamkayalar kabartmalarının yamaçtaki kompozisyonları içerisinde en sık yinelenen figürler, dört ölü ziyafeti sahnesine ait olanlardır. Bu sahnelerde ölüler ya yalnız ya da eşleri ve oğulları ile beraber gösterilmişlerdir. Adamkayalar kabartmalarında ölülerin oğulları ve ayrıca iki erkek kabartması, asker olarak işlenmiştir. Bu kabartmalardan ölü ziyafetlerinin yer aldığı yamacın orta kesimine yakın yerde, alttaki platform seviyesinin hemen üstünde bir sunak taşı ile solunda bir adam, sağında bir kadın figürü ve bu figürün sağında, oturarak ayin yapmak amacıyla kaya içerisine oyulmuş beş basamaktan oluşan bir kompozisyon yer almaktadır.

Bulunduğu Yer: Erdemli / MERSİN 

Liparis Resort Hotel’den Uzaklığı: 12 km

Astım Mağarası

Cennet çöküğünün 300 m. güneybatısındadır. İçine helezonik demir bir merdivenle inilir. Birbirine bağlantılı, toplam uzunluğu 200 metreyi bulan galeriler çok ilginç şekilli dev sarkıt ve dikitlerle süslüdür.

Bulunduğu Yer: Erdemli / MERSİN

Liparis Resort Hotel’den Uzaklığı: 12 km

Aya Tekla

Meryemlik’in tarihi Azize Thekla’nın buraya gelişi ile başlamaktadır. İsa Peygamber’in havarilerinden St. Paul’ün vaazlarından etkilenen 17 yaşındaki Thekla kendini Hıristiyanlık dinine adamıştır. St. Paul’ün bu değerli öğrencisi Konya ve Yalvaç’ta Hıristiyanlığı yaymak için propaganda yaparken paganların baskılarına maruz kalıp, öldürüleceğini öğrenince kaçıp Seleucia’ya gelir ve sonradan kiliseye çevrilen bir mağarada saklanır. Sığındığı mağaradan yöredeki insanlara çok tanrılı dine karşı Hıristiyanlık inancını yayarken, mucizeler yaratarak hastaları da iyileştirir. Yine öldürüleceği bir sırada bu mağarada kaybolduğuna inanılır.

Bulunduğu Yer: Silifke / MERSİN

Liparis Resort Hotel’den Uzaklığı: 30 km

Yerköprü Şelalesi

Mut ilçe merkezine 35 kilometre uzaklıktaki şelaleyle ilgili uzmanların yaptığı araştırmada, 110 milyon yıl önce Kretase (Tebeşir Dönemi) yaşlı kireçtaşlarının faydalanması sonucunda çok dar bir kaynak suyun varlığıyla ortaya çıktığı belirtilmektedir. Yaklaşık 30 metre yükseklikten akan şelalenin, kendisini oluşturan 200 metre uzunluğunda, 10 metre genişliğinde ve tabanı 10-15 metre derinliğinde göl olan su tünelinin içerisindeyse doğallığı bozulmamış sarkıt ve zengin bitki örtüsü yer almaktadır. En etkili yerlerden biri olan ve köprü görevini gören mağaranın Gezende Barajı’ndan gelen suyla beslenmesi ve kayanın dibindeki gözden çıkan suyun birleşme yerindeki hareketlilik beraberinde serinliği getirmektedir.

Bulunduğu Yer: Mut / MERSİN

Liparis Resort Hotel’den Uzaklığı: 130 km

Afroditis Tisan

Afrodisias Antik Kenti, Yunan Tanrıçası “Afrodite Adanmış” anlamına gelen eski bir liman kentidir. Aydın’da bulunan aynı adlı kentten ayırmak amacıyla Kilikya Afrodisias’ı olarak da adlandırılmıştır. Burada ilk olarak Yunan Kolonilerinin hakimiyet kurmuş, sonrasında bir dönem Anadolu’nun güneyini ele geçiren Helen Kökenli Ptolemaios Krallığı hüküm sürmüştür. Sonrasında yine bir Helen devleti olan Selevkoslar tarafından yönetilmiştir. Romalılar döneminde de önemli limanlar arasında adı geçmektedir. Tisan’da günümüze kalan eserler arasında en önemlisi Bizans döneminden kalma bazilika planlı kilise kalıntısıdır. Bu kilisenin mozaikleri günümüze kadar ulaşmıştır ve bu nedenle Mozaikli Kilise olarak da bilinmektedir. Mozaiklerdeki bitki ve hayvan motiflerinin yanı sıra bir kitabe bulunmaktadır. Bu kitabeye göre kilisenin adı St. Pantelon Kilisesidir. Mozaik ve motiflerin tamamı açığa çıkarılmamış olup, üzerleri koruma amaçlı kumla örtülmektedir. Mozaiği görmek için kumları temizleyerek üzerini açmak gerekmektedir.

Bulunduğu Yer: Yeşilovacık / Silifke / MERSİN

Liparis Resort Hotel’den Uzaklığı: 60 km

Kuş Cenneti

Göksu Deltası’nı kışlama ve kuluçka alanı olarak kullanan çok sayıda kuş türü, yılın hemen her mevsiminde, ilginç ve canlı bir peyzajın oluşumuna katkı sağlayarak Deltanın rekreasyonel potansiyelini ve çekiciliğini daha da arttırır. Yapılan araştırmalar sonucunda kuşların Göksu Deltası’nı hem kışlama hem de kuluçka alanı olarak kullandıkları saptanmış, bazılarının ise yerli türler olduğu belirlenmiştir. Özellikle Akdeniz kuşağında yalnızca belirli bölgelerde rastlanan ve sayıları gittikçe azalan Saz Horozu “Porphyrio porphyrio” koruma alanının en önemli kuş türlerinden biri olup adeta bu bölgenin simgesi durumundadır. Göksu Deltası’nda bugüne kadar yapılmış ornitolojik araştırmalar özellikle kış aylarında ve göç zamanında kuş populasyonunun ve tür sayısının önemli ölçüde arttığını ortaya koymuştur. Bugüne kadar Delta’da 300’ü aşan kuş türü tespit edilmiştir.

Bulunduğu Yer: Silifke / MERSİN

Liparis Resort Hotel’den Uzaklığı: 35 km

Anemurium Kalesi

Anemurium’da ilk yerleşimin ne zaman başladığı bilinmemektedir. Kentin adı bir liman listesinde geçtiği için onun İÖ 4’üncü yüzyılda var olduğu söylenebilmektedir. İS 1’inci yüzyılda gelişmeye başlayan Commagene Krallığı’nın bir bölümü olan Anemurium ‘da Kral IV. Antiokhos’un sikkelerinin basıldığı bilinmektedir. Kenti çevreleyen surlar bu dönemde yapılmıştır. Antik kent zikzaklı sur duvarlarıyla çevrili olup, kale içindeki yerleşim tepeden denize inen bir duvarla ikiye ayrılmıştır. Yapılan kazılarda çıkan buluntular arasında balıkçı aletleri, inşaat, terzi, çömlekçi aletleri, sikkeler, kurşun mühür, kantar ağırlığı, dokuma aletleri, anahtar, kilit, oyun ve eğlence aletleri, usturalar, makyaj malzemeleri, kolye, küpe, bilezik, altın kemer tokaları sayılabilir.

Bulunduğu Yer: Anamur / MERSİN

Liparis Resort Hotel’den Uzaklığı: 150 km

Olba Antik Kenti

Hellenistik Dönem’de Olba Krallığı’nın merkezi ve önemli bir ticaret şehridir. Olba aynı zamanda önemli bir dinsel merkez olmuştur. Özellikle Hıristiyanlık döneminde bu durum yazılı kaynaklar dışında dinsel mimari kalıntılarda da kendini göstermektedir. Bunlar Olba akropolisinin batısında bulunan büyük kilise kalıntısı, akropolis üzerinde yer alan bir çok küçük kilise kalıntıları ve su kemerinin bulunduğu akropolisin doğusundaki vadide geniş bir alana yayılan manastır kalıntıları sayılabilir. Olba piskoposluk merkezi olarak Erken Hıristiyanlık Dönemi’nde önemini sürdürmüştür. Bu dönemde Olba ve hemen yakınındaki Diokaesareia ayrı ayrı piskoposluk merkezleri olmuşlardır. Olba piskoposluğuda, Isauria’nın başpiskoposluk merkezi olan Seleukeia’nın alt birimi olarak diğer Isauria ve Kilikia piskoposlukları Diocaesereia, Kelenderis, Claudiopolis ile öteki piskoposluklar gibi 10. yüzyılın başından 7. yüzyıla kadar Antiokheia patrikhanesine bağlı olmuştur.

Bulunduğu Yer: Silifke / MERSİN

Liparis Resort Hotel’den Uzaklığı: 37 km

Narlıkuyu

Doğu Roma İmparatorluk yönetiminde yüksek bir görev sahibi olduğu anlaşılan Poimenios, cennet obruğunun derinliklerinden geçerek Narlıkuyu’daki doğa harikası küçük körfezde denize karışan tatlı su kaynağından yararlanarak bir yunak yaptırmış, tabanını da mozaikle bezetmiştir. Siyah, beyaz ve sarı renkli taşlarla oluşturulmuş mozaikte geometrik, yöresel kuş ve çiçek motifleri ile antik dönemin baş tanrısı Zeus’un üç kızı Aglaia, Thalia ve Euphrosine resmedilmiştir. Zeus’un bu kızları, güzelliği ile ünlü uyum tanrıçası Eurynome’den doğmuştur. Üç kızkardeş Kharites olarak anılır. Bu isim antik Yunanca’da parlaklık, ışıltı ve güzellik anlamına gelen kharis sözcüğünden türetilmiştir. Sanatın her dalının koruyucusu ve insanlarla tanrıların esin kaynağıdırlar. Ayrıca tanrıçaların üzerinde bir yazıt bulunmaktadır. Bu yazıtta; “Ey, dost, bu güzel hamamın suyunun saklı olan kaynağını kimin bulduğunu sorarsan, bil ki o kişi, kutsal adaları dürüst yöneten ve imparatorların da dostu olan Poimenios’ tur ” ifadeleri bulunmakta ve hamamı yaptıran kişinin adını vermektedir.

Bulunduğu Yer: Erdemli / MERSİN

Liparis Resort Hotel’den Uzaklığı: 11 km

Boğsak Koyu

Mersin Boğsak Adası; Güneydoğu Akdeniz’in en güzel adalarından biridir. Adanın çevresinde turkuaz rengindeki sularıyla herkesi büyüleyen Akdeniz’in güzelliği sizi bekliyor. Mersin Boğsak Adası, Akdeniz’in kumsal tatil için en uygun plajlarından biridir.

Mersin Boğsak Adası, tarihsel ve kültürel açıdan çok zengin bir alandır. M.Ö. 4. Yüzyıl’da Kıbrıs soykırımından kurtulan göçmenlerin ataları olarak bilinen adalı Türklerin kökeni buraya dayanır. Mersin Boğsak Adası’nda tarihçiler ve arkeologlar, M.Ö. 8. Yüzyıldan günümüze kadar uzanan farklı kültürleri ve uygarlıkları keşfetmeye devam etmektedir.

Bulunduğu Yer: Taşucu/ Silifke / MERSİN

Liparis Resort Hotel’den Uzaklığı: 52 km

Uzuncaburç

Hellenistik Dönem’de merkezi Uzuncaburç’un 4 kilometre doğusundaki Olba Territoriumu’nun ibadet yeri olan bugünkü Uzuncaburç yerleşim yeri, Roma Dönemi’nde, 72 yılında İmparator Vespesianus zamanında Olba’dan ayrılarak Diokaesareia (Tanrı-İmparator Kenti) adıyla özerk, kendi adına para basan kent durumuna gelmiştir. Bizans Dönemi’nin ardından Türkler buraya şehrin sembolü olan yüksek burcun (Hellenistik Kule’nin) ismini vererek “Uzuncaburç” demişlerdir.

Bulunduğu Yer: Silifke / MERSİN

Liparis Resort Hotel’den Uzaklığı: 37 km

Kanlıdivane

Antik Dönem’de Dağlık Kilikya sınırları içinde kalan Kanytella, bugünkü adıyla Kanlı Divane, Mersin’in yaklaşık 50 km, Erdemli İlçesinin 13 km batısında yer alır. Kumkuyu Yemişkumu Mahallesinden kuzeye sapan 3 km’ lik yolla ulaşılmaktadır. Kanlı Divane Antik yerleşimi; merkezinde bulunan ve Kanlı Divane Obruğu olarak adlandırılan büyük bir yer çöküntüsünün etrafında kurulmuştur. Helenistik Dönem’den itibaren (MÖ 3. yüzyıl) başlayan iskân faaliyetleri Geç Antik Dönem’e (MS 7. yüzyıl) kadar kesintisiz devam etmiştir. 15. yüzyıldan itibaren Türkmen grupları bölgeye yerleşmeye başlamıştır.

Bulunduğu Yer: Erdemli / MERSİN

Liparis Resort Hotel’den Uzaklığı: 2 km

Tarsus Şelalesi

Taşıdığı alüvyonlarla Çukurova Deltası’nın ortaya çıkışında önemli rol oynayan Berdan Irmağı, Orta Toroslar’ın güneydoğu yamaçlarından (Bolkar Dağları) doğan derelerden meydana gelmektedir. Seyhan ve Ceyhan ırmaklarının aksine Çukurova’da kısa bir yol kat ederek Akdeniz’e dökülür. Toplam uzunluğu 142 kilometreyi bulan ırmağı oluşturan derelerin en önemlileri ise Can, Pamuklu ve Kusun dereleridir. Bir ihtimali aktararak tarihi kaynaklar, Büyük İskender’in Kydnos’da yıkandıktan sonra zatürree olduğunu ve bir daha da iyileşemeyerek kısa bir süre sonra Suriye’de öldüğüne değinir. Halife Memun’da yine aynı akıbet sonucu Tarsus’ta ölmüş ve Tarsus’a gömülmüştür.

Bulunduğu Yer: Tarsus / MERSİN

Liparis Resort Hotel’den Uzaklığı: 76 km

Kleopatra Kapısı

“Mısır’ın tahtında oturan ünlü Kraliçe Kleopatra ve genç imparator adayı Romalı General Marcus Antonius buluşmak üzere Tarsus’a geldiklerinde büyük bir törenle karşılandıkları, kent halkının büyülendiği ve Tarsus’u bir anda dünyanın kalbinin attığı en önemli merkez haline getirdiği, Kleopatra ve Marcus Antonius’un birbirlerine duydukları aşkın gücü” bunlardan bazılarıdır. Bu nedenle Deniz kapısına Kleopatra Kapısı da denilir.

Bulunduğu Yer: Tarsus/ MERSİN

Liparis Resort Hotel’den Uzaklığı: 120 km

Ashab-ı Kehf

Eshab-ı Kehf olayı bugün değişik şekillerde anlatılsa da özünde aynı bilgiler bulunmaktadır. St. Paul’un Hristiyanlık kurallarını yaydığı tarihlerden uzun bir süre sonra, Arap kaynaklarında Takyanus olarak geçen (Diocletianus?) Roma imparatoru Tarsus’a gelmiş ve çok tanrılı dönemde tek tanrıya inandıkları için bu gençleri huzuruna çağırarak, onlara Roma dinine bağlı kalmalarını, aksi taktirde kendilerini öldürteceğini söylemiştir. Tek tanrıya inançlarından vazgeçmek istemeyen bu gençler, imparator tarafından verilen bir kaç günlük zamandan yararlanarak Tarsus yakınlarındaki bu mağaraya kaçarak sığınmışlardır. İmparator durumu öğrendiğinde onların saklandıkları mağaranın ağzını kapattırır. Böylece onları ölüme terkederler. Fakat Allah’ın takdiri ile orada mucizevi bir şekilde 309 yıl süren bir uykuya yatmışlardır. Nihayet uyanırlar ve içlerinden ilk uyanan Yemliha’yı, yiyecek almak için kente gönderirler.

Bulunduğu Yer: Tarsus / MERSİN

Liparis Resort Hotel’den Uzaklığı: 95 km

Lorem ipsum dolor sit amet, consectetur adipiscing elit. Ut elit tellus, luctus nec ullamcorper mattis, pulvinar dapibus leo.